Operasyon

(GELİŞME BÖLÜMÜ)
(Sahne 3) GEÇİCİ UBCS BİNASI / İNGİLTERE:
Artık bütün hazırlıklar tamamlanmıştı, plan tamam görev dağılımı yapılmıştı.On bir kişilik panzehir timi yola çıkmak için sabırsızlanıyorlar. Stres ve heyecan yüzlerinden okunuyor anti virüs operasyonunun verdiği gerginliğin ağır yükünü omuzlarına almışlar ve yerini suskunluğa bırakıp beklemeye devam ederken tam o sırada UBCS başkan yardımcısı bay Raisel gelerek suskunluğu bozdu.
__(Raisel): Evet çocuklar beklenen an geldi savaşa hazırmısınız?

Panzehir timinden ayrı ağızlardan bir kısmı hafif seslerle evet, bir kısmı da sorulan soruyu onaylar niteliğinde başlarını öne eğerek cevap verdiler. Bay Raisel bu durumdan rahatsızlanarak sorduğu soruyu yüksek sesle tekrar sordu.
__(Raisel): Hazırmısınız dedim!...
Panzehir timi üzerlerindeki isteksiz ve halsiz tavırlarını bir kenarıya atarak hep birlikte ayağa kalkıp yüksek sesle 'hazırız efendim' cevabını verdiler.
__(Raisel): Bin başı Brayne
__(Binbaşı Brayne): Evet efendim.
__(Raisel): Uçağı senin kullanmanı istiyorum.
__(Binbaşı Brayne): Emredersiniz efendim.
__(Raisel): Carlos,emir komuta sende ekibin sorumluluğunu sana bırakıyorum senin olmadığın yerde Melbir sorumludur.Anlaşıldı mı?
__(Carlos ve Melbir): Emredersiniz efendim.
__(Raisel): Şimdi ekibinle beraber doğruca İzlanda'ya uçuyorsunuz unutmayın dünyanın kaderi sizlerin elinde olabilir.Tanrı hepimizin yardımcısı olsun.
Panzehir timi geçici UBCS binasının arka bahçesinde ki hava sahasına gelerek hazırlanan özel bir uçağa bindiler. Binbaşı Brayne uçağın kontrolünü almak için pilot kabinine yerleşti uçak yavaş yavaş hareket ederek Londra semalarından İzlanda'ya doğru havalanmaya başladı. Anti virüs Operasyonuna tamamen start verildi. Gökyüzü karabulutlara bürünmüş hafif hafif yağmur taneleri artmaya başladı. Sanki bu yıkıma karşı gökyüzü hüzünlenmişti. İzlanda adalarına yaklaştıkça oradaki yükselen dumanları ve yerle bir olan şehirler gökyüzünden kolayca görünüyordu. Panzehir timi yine büyük bir sessizlik içine gömüldüler. Ağızlarını bıçak bile açmıyor, yaşanan bu olaylara tüm soğuk kanlılığıyla susup yas tutuyorlardı adeta ve aniden o büyük sessizlik bozularak Binbaşı Brayne telsizle konuşmaya başladı.
__(Binbaşı Brayne): Panzehir 7 den UBCS ye tekrarlıyorum, Panzehir 7 den UBCS ye lütfen cevap verin.
__(UBCS): Evet, panzehir yedi seni duyuyorum, rapor ver
__(Binbaşı Brayne): Efendim, şuanda İzlanda hava sahasına girmiş bulunuyorum. Tamam...
Rapor verilirken birden büyük bir gürültüyle uçağa yıldırım isabet ederek uçak motorlarından bir tanesi duruyor ve büyük bir sarsıntıyla uçak intifa kaybediyor. Uçak sinyalleri kırmızı alarm vermeye başlıyor.
__(Binbaşı Brayne): Aman tanrım olamaz!... Lanet olsun.
__(UBCS): Panzehir 7 orada neler oluyor hemen rapor ver. Panzehir 7, panzehir 7 hemen yanıt ver.
Kahretsin ses gelmiyor iletişim kayboldu.
__(Binbaşı Brayne): Arkadaşlar lütfen panik yapmayın, sadece uçağımız düşüyor hepsi o kadar, herkes kendine paraşüt alsın
Ben gidiyorum.
__(Carlos): Hayır binbaşı yerinde kal, uçağı dengede tutmalısın.
__(Binbaşı Brayne): Çok istiyorsan sen kal size iyi uçuşlar
Binbaşı uçağın kabininden kendini dışarıya salarak paraşütle aşağıya salmaya başladı o sırada uçak dengesiz bir vaziyette hızla alçalmaya başlıyor o esnada uçak dengesiz bir vaziyette hızla alçalmaya başlıyor, Carlos da uçaktaki paraşütleri dağıtmaya başlayarak timin atlamasına yardımcı oluyordu fakat bir paraşüt eksikti Carlos bu eksikliğin farkına varmıştı. Melbir paraşütünü sırtına bağlayarak Jile döndü.
__(Melbir): Hazır mısın Jill ?
__(Jill): Evet
__(Melbir): O halde önce bayanlar
__(Jill): Hayır önce sen
__(Melbir): Tartışmayı bırak hadi buna zamanımız yok hem kaptan gemisini önce terk edemez
Jill bunun üzerine uçaktan atlayarak takıma öncülük etti fakat bu konuşmalara kulak misafiri olan Carlos artık kesin bir karar verdi sona kalmayı tercih etmişti paraşütlerin hepsini time dağıttı belki de Melbir';;in konuşmaları Carlos'u etkilemişti. Takımda ki herkes tek tek uçaktan atladılar artık Melbir ve Carlos baş başa kaldılar, Melbir'in sırtında paraşüt çantası Carlos'un elleri ise bomboştu.
__(Melbir): Hadi Carlos daha paraşütünü bile almamışsın acele etmelisin
__(Carlos): Melbir ben burada kalıyorum, bir paraşüt eksik gelemem.
__(Melbir): Hadi dostum şaka yapıyor olmalısın, hem bu neyi değiştirir ki bir paraşüt ikimize yeter ikimiz birlikte atlayabiliriz.
__(Carlos): Hayır Melbir tek paraşüt ikimizi birden taşımaz senin canını da tehlikeye atamam.
__(Melbir): Hayır, bunu aklından bile geçirme...
__(Carlos): Melbir atlama sınırının altına düşmek üzeresin sana hemen atla dedim.
__(Melbir): Sen olmadan asla
__(Carlos): Sana emrediyorum
__(Melbir): Sanırı bu emrinizi yerine getiremeyeceğim


Dedikten sonra Melbir, Carlos'un bileğinden kavrayarak kendini aşağıya doğru atıyor, ama bu o kadar da basit olmuyor Carlos halen direniyor uçağın içinden tutunacak bir şeyler buluyor Melbir ise Carlos';;un bileğinden kavramış vaziyette havada süzülüyor. Melbir vücudunun ağırlığını taşıyamaz hale gelerek elleri Carlos'un bileğinden yavaş yavaş kaymaya başlıyor ve artık Carlos Melbir'in elini tutuyor


__(Melbir): Carlos sakın bırakma elimi, hadi sal artık kendini bana
__(Carlos): Bunu yapamam Melbir, çok üzgünüm
__(Melbir): Hayır !...
Artık her şey çok geç Carlos, Melbir'in elini bırakarak Melbir aşağıya doğru düşmeye başladı Melbir havada 'hayır olamaz'diye bağırıyordu. Bağırmanın Carlos'u geri getiremeyeceğini anlayınca biraz duraksadı ve etrafına bakınarak diğer takım arkadaşlarına havada göz gezdirmeye başladı, ancak hiçbir paraşüt görünmüyordu. Rüzgar şiddetini arttırmış Melbir havada bir kenarıya doğru sürükleniyordu. Melbir o esnada paraşütünü açarak yavaş, yavaş süzülmeye başladı bir müddet sonra Melbir, uçağın İzlanda dağlarının kayalıklarına düşüp patladığını görünce hiçbir söz söylemeden dişlerini sıkmaya başladı ve gözleri sulandı ağlamamak için hisleri ile boğuşuyor adeta fakat tek gözünden bir damla yaş düşüyor.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol