Gunduzbey

GÜNDÜZBEY

Güneşin dağdan doğduğu bir yer,
Gözlerin yeşile doyduğu bir yer,
Sevginin dostluğun olduğu bir yer,
Tarihte altın sayfadır Gündüzbey.

Manzarası mesire yerleri enfes,
Ziyaret etmeli yaşayan herkes,
Kayısı ile arkadaş kiraz ile kardeş,
Vatan diyenlerin aşkıdır Gündüzbey.

Bünyesine almış güzellikleri,
Anlatmaya bitmez özellikleri,
Kültürün sanatın gözbebeği,
Bugünlerin yarınların cennetidir Gündüzbey. 

                                            Mustafa Elbir

 CENNETİMSİN SEN

Gündüzbey dağlarındaki kanalları
Akar bahçelere soğuk soğuk suları
Öter ağaçlarında guguk kuşları
Köşküm sarayım cennetimsin sen

Yaylaları suları havası dağları
Meşhurdur bağları kayısısı kirazı
Konakları yapıları vadideki yamaçları
Köşküm sarayım cennetimsin sen 
 
Çayda dizilmiş sıra sıra kavakları
Bizim oranın mesiresi manzarası
Nakışlıdır kızların başındaki yazması
Elbir'i deli eder bakışları nazları
Köşküm sarayım cennetimsin sen
 
                                              Mustafa Elbir

CENNETTEN BİR KÖŞESİN

Gündüzbeyde bir yaz akşamı
Serin serin, eser rüzgârları
Suyu sert, merttir insanları
Cennetten bir köşesin Gündüzbeyim

Dere kenarında öter kuşların
Çiçeklerle dolu dağ, bayır, ovaların
Havasına yeşiline toprağına hastayım
Cennetten bir köşesin Gündüzbeyim

Akşam olunca muhabbet başlar
Şen olur bizim oranın kanal boyu
Gelip görsen yaşarsın bir ömür boyu
Cennetten bir köşesin Gündüzbeyim
 
                                     Mustafa Elbir 

GÜNDÜZBEYİ ÖZLEDİM

Çeşmeden akan serin sularını
Mor sümbül menekşe kokan dağlarını
Koşup oynadığım taşlı yollarını
Doğduğum yer olan gündüzbeyi özledim

Özgeçmişimi, kültürümü, ilmimi
Tüm benliğimi, imanımı, dinimi
Çocukluk çağımı, geçen gençliğimi
Doğduğum yer olan gündüzbeyi özledim

Rahmetle yağan yağmurlarını
Yaz kış ayakta duran ağaçlarını
Düzlüğünü, ovasını, yamaçlarını
Doğduğum yer olan gündüzbeyi özledim

                                    Mustafa Elbir 

GÜNDÜZBEY KÖYÜ

Sabah erkenden kaktın mı hiç
Baktın mı şöyle çevrene
Hele yeni doğan güneşe
Baktın mı şöyle doyasıya

Güneşin ilk tebessümünü
Seyrettin mi hiç ufukta
Oturup pencere kenarına
Yudumladın mı çayını erkenden

Kuş sesleriyle karışık havayı
Teneffüs ettin mi ciğerlerine
Bir ah çektin mi hemencik
Gündüzbey köyünde yaşadığın hayatı

                                Mustafa Elbir 
 
AKSEKİ

Akseki dağında öter bir çift bülbül
Açıp içine baksan nasıldır bu gönül
Zirvesinde çağlar soğuktur suları
Akar karışır vadideki derme çayına
Değmeyin dostlar benim gönül yarama
 
Karşısında duruyor Beydağı
Karla kaplı yaz kış baharı
Vadiden baktım heybetlidir duruşu
Ön taraf Gündüzbey arkası Kadiruşağı
Alt taraf Çırmıktı üst taraf Pınarbaşı
 
Yamacında otlanır keçiler geyikler
Bağrına basmış binbir bitki ve böcekler
Poğalası var Aksekinin küçük vadisi
Suyu sertdir deli eder insanların kimisini
İşte bu yüzden adı öyledir Akseki 

                                             Mustafa Elbir 

GÜNDÜZBEY'İ ARIYORUM

Tutunacak bir dal
Sığınacak bir kasaba arıyorum
Arıyorum seni
Seninle geçen günlerimi
Altında oturduğumuz
Ağaçların gölgesini
Suyunu içtiğimiz
Kirazını yediğimiz
Gündüzbey'i arıyorum
Birlikte seyre daldığımız
Yeşilini vadisini
Oturduğumuz kanal kenarını
Bir daha hiç ayrılmayacak gibi
Ellerimle kenetlenen ellerini
Gözlerime sevginle bakan
Sımsıcak gözlerini arıyorum
Üşüyen ellerimi ısıtan
Şevkatle bağrına basan
Seni arıyorum seni
Seninle geçen günlerimi

                                  Mustafa Elbir 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol