Olaylardan 48 Saat Once izlanda-Raccon Sehri

 



(Sahne 2)

Nicolayın üzerinde yıllarca araştırma yaptığı Genesisler, vücut yapılarını tamamladıktan sonra kapsüllerini kırıp insan avına çıkmışlardı sonunda insanlara virüslerini bulaştırmışlardı virüsleri kapan çoğu insanlar 24 saat içinde birer zombiye dönüşüyorlardı.

İnsanların çoğu bu gelen sessiz ve hızlı kıyametin farkına bile varamamışlardı. Zaman insanların aleyhine işliyordu, bu sessizlik zaman içinde bozularak yerini zombilerin çığlıkları ve inlemelerine bırakıyordu. Farkına varılmadan gelen bu kızıl kıyameti önlemek için artık her şey çok geçti. Yok, oluş İzlanda da elden ele başı boş bir şekilde yayılıyordu.

Amerikan ajanlarından Carlos ise Tesadüf eseri bir başka görev için İzlanda da bulunuyordu. Bütün bu yaşanan olayların tıpkı İzlanda dışında yaşayan insanlar gibi Carlos'un da haberi yoktu ve bir akşam karanlığının iyiden iyiye bastırdığı saatlerde Jipi ile 6.caddeden ilerlerken her taraf olabildiğince sessiz veya hayalet bir kenti andırıyordu. Kıyamet öncesi sessizlikten biraz daha uzaklaştığında, Carlos yolun ötesinde ve yolu ortalamış bir vaziyette bir şeylerin olduğunu fark etti. Ne olduğunu henüz çözememişti anlamaya çalışıyordu otomobili ile biraz daha yaklaştıktan sonra sürü halinde kargalar bir şeyin ziyafeti içerisinde olduğunu gördü kargaların birbirleri ile itiş kakış oldukları sebebi ile neye dadandıklarını hala görememişti. Bu merak çok sürmedi Carlos otomobili ile kargaların tam yanlarına yaklaşıp birden frene asıldı kargalar telaş içinde uçuşup kaçışmaya başladılar. Carlos gördüğü manzara karşısında oldukça şaşkına dönmüştü yerde öylece uzanmış üstü başı kanlar içerisinde bir ceset yatıyordu, Carlos arabasından inerek hemen cesedin yanına koştu...

__(Carlos): O, aman tanrım olamaz, umarım adam yaşıyordur.

Dedikten sonra cesedin nabzını yoklamaya başladı...

(Sahne 2/1)

O sırada diğer sahnede yakıt tankı sürücüsü Bay Johnson

Benzin istasyonunda aracını park etmiş kolu kanlar içerisinde acıdan kıvranıyordu ve benzinlik ofisinin kapısına doğru yaklaştığında büyük bir gürültü ile camlar kırılarak zombiler çıkmaya başlamıştı. Anlaşılan Johnson';un kolundaki kanının kokusunu almışlardı üstelik daha öncesi bir zombide kolundaki kanın tadına bakmış olmalıydı. Johnson hemen oradaki zombilerden kaçarak, içi tehlikeli yakıt madde ile dolu olan tır tankerine bindi ve oradan hemen uzaklaştı...

(Sahne 2'nin Devamı)

Ve diğer sahnede Carlos cesedin nabzını kontrol ederken arka taraftaki sokaktan sesler duymaya başladı sesler daha da çoğalıp yan sokaktan bir gurup zombiler belirmeye başladı. Carlos cesedin nabzından elini çekerek ayağa kalktı, bu Carlos un zombilerle ilk karşılaşması idi Carlos yaşadığı bu manzara karşısında soğukkanlılığını koruyarak biraz duraksayıp sakinleşmeye başladı gurup halinde ki zombiler Carlosa doğru yaklaşmakta idi. Yaklaşmakta olan zombilerin ağızlarına kan lekeleri bulaşmış gözlerinin içi kan çanağına bürünmüş vaziyette geliyorlar. Carlos tüm soğukkanlılığıyla yerinden kıpırdamamış beklemişti elini ceketinin yanındaki 7,65'lik silahına atarak zombilere doğru doğrulttu. Tam tetiğe dokunmak üzereyken ayağının dibinde duran ceset gözlerini fal taşı gibi açarak Carlos un bacaklarına sarıldı ve ısırmaya çalışıyordu. Carlos silahının doğrultusunu değiştirerek o zombinin başından vurdu. Daha sonra önünde kendisine doğru yaklaşmakta olan zombi ordusuna silahını ateşlemeye başladı. O silahla başa çıkamayacağını anlayınca hemen Arabasına atlıyor kontak anahtarını çeviriyor, çevirmesine çeviriyor ama araba çalışmıyor artık daha fazla kaybedecek zamanı yok kaçmak zorunda öyle de yapıyor hemen arabasından inip yandaki ara sokağa kaçmaya başladı koşuşturması devam ederken o sırada kendi kendine bir sitemde bulunur gibi oldu.

__(Carlos): Tanrım neler oluyor bu şehirde, çıldırmak üzereyim...

Koşuşturmaya devam ederken aniden yanında ki bar kapısı hızla açıldı Carlos korku ile karışık heyecanla açılan kapıya doğru silahını yöneltti. Kapıyı, zombilerden kaçmakta olan bir bayan açmıştı ve arkasında ise saçı kel bir zombi geliyordu

Silahını açılan kapıya doğru doğrultmakta olan Carlos'u gören bayan bir anda hemen duraksayarak Carlos'a doğru bağırdı.

__(Bayan): Dur ateş etme hayır ben değilim.

Dedi.

__(Carlos): Hemen eğil

Diye karşılık verdi.

Bayan eğilir eğilmez Carlos silahını ateşledi bayanın yanına yaklaşmakta olan ve tam da o bayanı yakalamak üzereyken kurşun zombinin alnına isabet etti. Bayan böylece rahat bir nefes aldı. Carlos arkasına bakarak kaçmakta olduğu zombilerin yaklaştığını fark etti, Carlos bayana elini uzatarak...

__(Carlos): Yaşamak istiyorsan benimle gel.

Dedi

Ve bayanla beraber sakaktan koşmaya devam ettiler. Bayanın gözü sokağın kenarında terkedilmiş kapısı açık bir polis arabasını fark etti, Carlos'a dönerek...

__(Bayan): Şuradaki polis aracını görüyor musun?

__(Carlos): Evet, işte tam da ben bunu düşünüyordum

__(Bayan): Hadi zaman kaybetmeyelim o halde

Carlos polis aracının şoför kısmına bayan da yanda ki ön koltuğa binip emniyet kemerlerini de bağlayıp o bölgeden hızla uzaklaşıp ana caddeye çıktılar. Bir müddet ilerledikten sonra Carlos polis otomobilinin torpido gözünü kurcalarken 7,65'lik bir silah buldu ve henüz daha tanışma fırsatı bulamadığı bayana dönerek.

__(Carlos): Silah kullanmayı biliyor musun, biliyorsan eğer bayan.

Diye söyleyip bayan kelimesini vurgulayarak uzattı.

__(Bayan): Jill, Jill Valentina.

Dedi.

__(Carlos): Memnun oldum benim adı da Carlos, Carlos F Cenedy

__(Jill): Ben de memnun oldum.

Diyerek silahı aldı.

__(Jill): Evet sanırım az çok kullanmayı biliyorum

Dedi ve ardından Carlos başka bir ana caddeye saparak yoluna devam etti

(Sahne 2/1'in Devamı)

Fakat diğer sahnedeki Johnson yaralı hali ile yakıt tanker aracıyla aynı caddeden arkadan gelmektedir. Johnson'un başı dönüyordu ve görüş mesafesi azalıyordu bu yüzden tehlikeli madde taşıyan aracıyla sağa sola kontrolsüzce çarparak hızla geliyordu. Anlaşılan Bay Johnson 24 saat önce kolundan aldığı zombi ısırığı sebebiyle kendisi de zombiye dönüşmekteydi. Carlos ve Jill arkalarından gelen bu tehlikeden habersizce yollarına devem etmektedirler ve derken polis aracının arka koltuğunda zombi uyanıyor araçla seyir halinde olan Carlos'un boynuna sarılıyor. Yol boyunca o zombiyi arabanın arka koltuğunda hiç fark etmemişlerdi Carlos bir anda otomobilin kontrolünü kaybedip sağa sola doğru savruluyordu Jill ise elindeki silahla zombiye nişan alıyor fakat bir türlü ateş edemiyordu çünkü araç çok hareketliydi Carlos'u kaza ile vurabilirdi. Carlos mücadele içinde bir yandan direksiyon hâkimiyeti ile uğraşıyor Jill ise büyük tedirginlik içinde ve olan sonun da oluyor araç hızla bir direğe çarpıyor ve Carlos'la boğuşmakta olan zombi o Çarpmanın etkisiyle ön camdan dışarıya hızla fırlayarak ölüyor. Carlos ve Jill emniyet kemerlerini taktıkları için çok şanslılar. Emniyet kemerleri hayatlarını kurtarıyor. Carlos Jill'e bakarak.

__(Carlos): İyimisin

__(Jill): Evet ya sen.

__(Carlos): Sanırım iyiyim

Jill bir anda arabanın çatlamış dikiz aynasına bakarak başka bir tehlikeyi görmüştü, Zombilerin yaraladığı Johnson yakıt aracıyla hızla kontrolünü kaybetmiş bir şekilde Jill ve Carlos'un içinde bulunduğu aracın üzerine hızla geliyordu.

__(Jill): Hayır, hayır olamaz Carlos arabadan hızla çıkmalıyız

Dedi ve Jill emniyet kemerini hızla çıkardı.

Tehlikeyi gören Carlos da

__(Carlos): Bir bu eksikti zaten.

__(Jill): Hadi Carlos acele etmelisin ikimizde öleceğiz burada

__(Carlos): Kahretsin! Emniyet kemeri sıkışmış çıkaramıyorum

Jill hemen acele ile otomobilin içine kırılıp dökülen cam parçalarından faydalanarak kemeri kesmeye başladı Carlos bu durumdan kurtularak Jill ile birlikte hiç zaman kaybetmeden otomobili terk edip koşmaya başladılar. Johnson';un kullanmakta olduğu yakıt tankeri hızla terkedilmiş polis aracına çarparak hurda aracın pestilini çıkartarak yana devriliyor. Yakıt tankeri asfalt yolda bir müddet sürüklendikten sonra sürüklenmenin etkisi ile kıvılcımlar çıkartarak ve daha öncesi sağa sola çarpmanın etkisi ile de sızıntıların sonucunda yakıt tankerinin büyük bir patlamasıyla zaten cehenneme dönmüş olan şehri körüklüyor. Neyse ki Carlos ve Jill yara almadan kurtuluyorlar.

Jill ile Carlos o tehlikeli bölgeden uzaklaşıp Raccon şehrine geldiklerinde olaylar onların açısından daha da netlik kazanmıştı Raccon şehri daha vahim ve elem verici bir haldeydi.

(Jill Valentina'nın Anlatımıyla) Sondan başa doğru başka bir Sorgu Odasında hikaye devam eder...

Carlos ile beraber Raccon şehrine geldiğimizde gördüğümüz manzara karşısında adeta küçük dilimizi yutmuştuk zaten yaşamış olduğumuz bir şok var, daha o şoku üzerimizden atamadan başka bir şok ile karşı karşıya kaldık. Benim doğup büyüdüğüm şehir yerle bir olmuştu, buna inanamıyordum artık çıldırmak üzereydim.

Polisler, askerler, özel kuvvetler daha birçok birlikler bir araya gelip zombilere karşı savaş açmışlardı. Her cadde her köşe başı birer sokak savaşına dönüşmüştü, hayat o şehirde ve diğer şehirlerde artık çekilmez hal almıştı. İzlanda';nın üstüne kara bulutlar çökmüştü sanki tanrı gazabını ve lanetini üzerimize yıkmıştı. İnsanlar telef olup gitmişlerdi silahlı güçler zombi engelini aşamayıp yenilgiyi kabullenmişlerdi zombiler artık adanın dört bir yanına yayılmışlardı daha fazla direnmenin anlamı yoktu. Direniş başarısız olunca bu sefer sağ kalmayı başaran insanları ada'dan tahliye etmeye başladılar. Bunu daha önce akıllarına getirememişlerdi sanırım olayların bu kadar ciddi ve tehlikeli boyut kazandığının farkına varamamışlardı ya da bizim gibi herkes şoktaydı sağlıklı düşünemiyorlardı nede olsa insanlık, tarihinde ilk kez zombi ile tanışmıştı daha düne kadar ne olduklarını bile kestiremiyorduk. Olayların bu noktaya geleceğini asla tahmin edemiyordum. Yetkililer ada sularını sıkı güvenlik çemberi altına almışlardı, eğer o ada'dan bir tane virüslü canlı çıkmayı başarsa dünyamızın ne kale geleceğini artık siz düşünün işte hal böyle olunca insanlar tek, tek defalarca yüzlerce ayrı noktalardan sağlık taramasından geçirilerek ada'dan tahliye ediliyorlardı. Tarama sırasında ısırılmış ya da virüs taşıyan insanlar çıkınca hiç sorgu soru sormadan hemen oracıkta öldürülüyordu. Sağlık taramasından geçirilip ayıklanan insanlar ada'nın batısında kalanları Grönland'a adanın doğusunda kalan insanları Norveç ve İsveç'e adanın batısında kalan insanları ise İngiltere'ye göç ettirildiler.

Carlos ile Raccon şehrine geldiğimizde müthiş bir kalabalık vardı insanlar ada'dan biran önce kurtulma telaşı içindeydiler o kalabalık arasında birbirimizi kaybetmiştik daha tanışalı bir gün bile olmamıştı ama günün birinde başka koşullar altında tekrar karşılaşacağım aklıma bile gelmezdi. Sağlık tarama sırası bekleyen insanlara göre benim avantajım vardı, polis kimliğimle sıraya girmeden taramadan geçtim taramadan geçtiğim sırada yetkililerden UBCS tarafından arandığım bana söylendi. Bu benim için gerçekten çok onur ve gurur verici bir şeydi. Ülkemin ve UBCS'nin bana ihtiyacı vardı. O gün oradan ayrılarak UBCS'nin çağrısına cevap vermiştim.

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol